"BİLGİLERİMİZİ TAZELEYELİM" EĞİTİMLERİ KAPSAMINDA ENERJİ TEKNOLOJİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER ELE ALINDI

Üyelerimizin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte konuşan Yılancı; Enerji teknolojisinde ihtiyaç ve sorunların oluşturduğu itkinin keşifleri beraberinde getirdiğini belirterek; " İnsanların, dünyada var olabilmeleri, doğayla başa çıkabilmeleri ve yaşamlarını kolaylaştırabilmeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır. Enerji, insanlar tarafından, beş ana ihtiyacı karşılamak için kullanılmıştır. Bunlar ısıtma,soğutma, aydınlatma, hareket ve üretimdir.  Günümüzün enerji kaynaklarının kullanımına ve doğasına bağlı sorunlar genel olarak,  fosil enerji kaynaklarının tükenebilir olması, nüfus artışı ve ekonomik gelişme sonucunda enerji ihtiyacının artması,  jeopolitik gerilim ve anlaşmazlıklar, enerji arz ve güvenliği,  fosil enerji kaynaklarının yükselen fiyatları ve küresel ısınma,  yerel bazda hava, su ve toprak kirliliği, insan ve diğer canlıların sağlığını etkileyen sorunlar, bazı yenilenebilir enerji kaynaklarının süreksiz, kesintili doğası , nükleer fizyon enerjisinin kullanımının güvenlik ve atık problemlerini de buna ekleyebiliriz" dedi. Dünya nüfusu 1900 yılların başında 1.6 milyar ve enerji tüketimi 1000 MTEP iken, günümüzde nüfus yaklaşık 5 kat artmasına rağmen enerji tüketimi 11 kat civarında arttığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yılancı; "Bunun yanısıra halen 1.5 milyar insan ticari enerjiden  yararlanamamaktadır. İnsan kaynaklı CO₂ emisyonunun yaklaşık yüzde 40'lık kısmı fosil kaynaklı yakıtların yanması sonucu oluşturmaktadır. Elektrik üretimi ile atmosfere 7.7 milyar ton CO₂ salınmaktadır ve toplam fosil kaynaklı CO₂ emisyonu içindeki payı yüzde 35 civarındadır."şeklinde konuştu. Teknolojik gelişme dinamiklerinde çevrenin de etkisinin gittikçe arttığına dikkat çeken Ahmet Yılancı açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: "2. Dünya Savaşı sonrası teknolojik gelişme dinamiklerinde verim ve maliyet ikilisi etkili olmuştur. Ancak, 1980'lerden itibaren bu ikiliye artan sorunlar nedeniyle oluşan duyarlılık dolayısıyla çevre de eklenmiştir. 1997 yılının Aralık ayında, Birleşmiş Milletler üyesi 160 ülkenin katılımı ile Kyoto'da, küresel ısınmaya karşı alınması gereken tedbirlerden sera gazı ve özellikle CO₂ emisyonları miktarlarını düşürmek amacıyla bir zirve yapılmıştır. Farklı yöntemler kullanılarak CO₂ emisyonu miktarları düşürülebilir, bu yöntemler  Fosil yakıtların dönüşüm verimlerinin artması, düşük karbon oranına sahip fosil yakıtların kullanımı, fosil yakıtların ve baca gazlarının dekarbonizasyonu, karbondioksit uzaklaştırma mekanizmaları, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artması, fosil enerji kaynaklarının yarattığı çevresel sorunlar ve tükenebilir doğaları, merkezi enerji üretiminin yarattığı arz ve güvenlik sorunları, nükleer fizyon enerjisi kullanan reaktörlerde yaşanan olumsuzluklar günümüzde merkezi olmayan, küçük ölçekli yenilenebilir enerji teknolojilerini ön plana çıkarmıştır"

Ancak, günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarının ilk yatırım maliyetleri  ve kaynakların süreksizliği sorunu bulunduğu da ifade eden Yılancı hidrojen, nükleer füzyon ve diğer enerji kaynakları hakkında bilgiler vererek bu kaynakların avantaj ve dezavantajların anlatarak sözlerini şöyle noktaladı: "Günümüzde farklı enerji teknolojileri konusunda çalışmalar devam etmektedir. Bu konulardan birisi de elektrokimyasal depolama yöntemleri olmaktadır. Aküler, kapasitörler ve çeşitli kimyasallar üzerine araştırmalar devam etmektedir. Diğer bir konuda kontrol algoritmaları  ile verimin arttırılmasına yönelik çalışmalardır."