TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET SOĞANCI 4. ULUSAL ENERJİ VERİMLİLİĞİ FORUMUNA KATILDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

10 Ocak 2013

32. Enerji Verimliliği Haftası 4. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı İstanbul Fuar Merkezi'nde başladı. TMMOB'nin destekleyen kuruluşlar arasında yer aldığı forumda MMO Başkanı Ali Ekber Çakar düzenleme kurulunda yer alıyor. Şubemiz de forum ve fuara katılan kurumlar arasında yer alıyor. İki gün sürecek olan forumun bugün yapılan açılış töreninde TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da bir konuşma yaptı.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen, TMMOB`nin de destekçisi olduğu 32. Enerji Verimliliği Haftası 4. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı 10 Ocak 2013 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi`nde başladı.

İki gün sürecek olan forumun açılışında sırasıyla, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya, TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücait Fındıklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız birer konuşma yaptı.

 

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın açılış konuşması şöyle:

Değerli Katılımcılar,

Bu yıl 32. Enerji Verimliliği Haftası‘nı kutluyoruz. Kamu, özel sektör, akademi ve meslek örgütlerinin bir araya geldiği bu etkinlikte enerji verimliğinin ne kadar önemli olduğunu vurguladığımız konuşmaları bu yıl da yine yapıyoruz. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese örgütüm adına teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada bulunan herkes, hepimiz biliyoruz ki; enerjinin verimli kullanımı geleceğimiz açısından bir zorunluluk. Enerjide dışa bağımlılıktan bir nebze olsun kurtulmanın, dünya açısından sürdürülebilir bir ekosistem ve hayatın yolu enerjiyi verimli kullanmaktır. Bunun yollarını bulmak yasal ve toplumsal altyapısını oluşturmak zorundayız.

Enerji verimliliği konusunu anlayabilmek için dünyanın ve ülkemizin artan enerji ihtiyacına bakmak gerekir. 2011 sonu itibariyle Dünya Birincil Enerji Tüketimi: 12,3 milyar TEP. Türkiye 118,8 milyon TEP enerji tüketimi ile dünyadaki enerji tüketimi en yüksek 23‘üncü ülke konumunda. 2010-2030 arası yıllık artış oranı dünyada % 1,4 olarak belirlenirken, ülkemizde % 4 olması bekleniyor. Ülkemizin enerjide % 70‘leri aşan bir oranda dışa bağımlığı olduğunu da dikkate aldığımızda enerji verimliliği karşımıza oldukça önemli bir olgu olarak çıkıyor.

Türkiye ekonomisi gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında "enerji yoğun" olarak değerlendirilebilir. Enerji yoğunluğu ekonomi ve sanayinin yapısından önemli oranda etkilenmektedir ve nihai kullanım enerji verimliliğinin gerçek anlamda karşılaştırılması için kıyaslamanın satın alma gücü paritesi bazlı GSMH ve nihai kullanım enerji tüketim rakamları arasında yapılması gerekmektedir. Ancak bu kıyaslama bile, Türkiye‘nin bazı Avrupa ülkelerinin 2,5 katı daha fazla ve AB‘nin ortalamasından % 30 fazla enerji yoğun olma özelliği taşıdığı gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca ülkemiz kurumlarının yaptığı birçok çalışma Türkiye‘de tüm sektörlerin ortalaması olarak, en az % 25 enerji tasarrufu potansiyeli olduğunu doğrulamaktadır. 

Son yıllarda enerji verimliliği yasal çerçevesi ile ilgili önemli gelişmelerin sağlandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ama ciddi anlamda, üretimi ikame edecek, dış bağımlılığımızı azaltacak bir enerji tasarrufunu ortaya koymak için hala çok radikal karar ve girişimlere ihtiyacımız var. Halen kurumsal yetersizlikler, mali desteklerin enerji verimliliği potansiyelinin değeri ile kıyaslandığında çok düşük seviyelerde kalması, her seviyede eksik bilgi ve farkındalık ve hatta yeni mevzuattaki uygulanabilirliği olmayan bazı hususlar; enerji verimliliğinde istenen sonucun alınmasını geciktirmektedir.

Başta Makina Mühendisleri Odası ve Elektrik Mühendisleri Odası olmak üzere odalarımız bu konudaki önerilerini sürekli olarak dile getirmekte ve raporlarla görüşlerini kamuoyu ile paylaşmaktadır. Burada bunlardan bir kaçından ben de bahsetmek istiyorum.

Yasadan sonra onlarca yönetmelik ve tebliğ yayınlanmıştır. Bunların pek çoğunda çok kısa süreler içinde revizyon ihtiyacı doğmuş, yapılan değişiklikler ve yeni ek yükümlülükler, bu mevzuatı karışık, problemli ve zaman zaman da birbiri ile çelişir hale getirmiştir. Özellikle enerji verimliliği sektörünün en önemli aktörlerinden olan Enerji Verimliliği Danışmanlık (EVD) firmaları olumsuz olarak etkilenmiştir. Mevzuatın içselleştirilmesi ve uygulanabilmesi için; en kısa sürede toptan yeniden ele alınarak sadeleştirilmesi ve detayların her yıl hazırlanacak kılavuzlarla yönlendirilmesi şarttır.

Ayrıca mevzuatta belirtilen bazı son tarihler, zaman yaklaşıp uygulamalar gerçekleşmeyince ertelenmektedir. Örneğin kamu binalarının etüt çalışmalarının tamamlanma zorunluluğu zamanı geldiğinde gerçekleşmeyince 2 yıl ötelenmiştir. Benzer şekilde Enerji Verimliliği Stratejisinde de bazı son tarihler verilmiştir. Şubat ayında birinci yılını dolduracak olan stratejinin bir yıl içinde yapılması öngörülen eylemleri ile ilgili gelişmelerden henüz bir bilgimiz yok. Büyük ihtimalle onlarda da bazı ötelemeler söz konusu olacaktır. Bu çeşit bir uygulama yöntemi kamuya olan güveni sarsmaktadır.

8.5 milyona ulaşan mevcut bina stokunun %85‘i olarak tahmin edilen önemli bir kısmının enerji verimliliği açısından yeterli şartlara sahip olmadığı sektörde sıkça dile getirilmektedir. Bunun bilinçsizlik, bilgisizlik, yetersiz yapı denetimi gibi bazı nedenleri olsa da en önemli nedeni finansman yetersizliğidir. Bu nedenle enerji verimliliği önlemlerinin daha etkin uygulanabilmesi için teşvik programlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Uygulamalar hakkında halka yeterli düzeyde bilgi aktarılmamaktadır. Bunun sonucu olarak yasa ve yönetmeliklerde yer alan zorunluluklar halk arasında şehir efsaneleri biçimindeki söylentilerle yayılmaktadır. Örneğin bu süreç içerisinde halk arasında "zorunlu" bir "mantolama yönetmeliği" söylentisi yayılmış, bunun sonucunda bugün halkımız hiçbir kural ve şartname uygulanmaksızın ve hiç bir kurum ve kuruluş denetiminde olmayan piyasanın insafına kalmış bir şekilde binalarını "mantolama" yöntemiyle yalıtmaya çalışmaktadır.

Isı pay ölçer ve termostatik vanaların kullanılması tüm binalarda 2012 yılından itibaren zorunlu olmasına rağmen, bu zorunluluğun denetiminin nasıl yapılacağı konusunda belirsizlikler mevcuttur, bu zorunluluk özellikle mevcut binalarda şu an yeterince uygulanmamaktadır. Enerji kimlik belgesi hazırlamada kullanılan BEP-TR programı halen sorunlu olup kullanılması son derece sakıncalıdır. Bu programın yenileneceğine ilişkin Bakanlık yetkililerinin sözleri henüz yerine getirilmemiştir. Tüm binalarda Enerji Kimlik Belgelerinin tamamlanması için son tarih 2017 yılıdır. Buna karşın mevcut binalara Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesi işi neredeyse henüz başlamamıştır. Bu konuda kullanılan programın sorunlu olmasının yanı sıra yetkili EVD sayısı azdır.

Yeni binalarda uyguladığımız standartlar ise diğer ülkelerdekine kıyasla daha zayıftır. Gelişmiş ülkelerde bina sektörü, ülkelerin "Düşük Karbonlu Ekonomiye Geçiş Stratejileri"nde sanayi ve ulaşım sektörlerine göre daha kolay ve maliyet etkin önlemlerin alınabilecek bir sektör olması sebebiyle öncelikli eylem alanı olarak yer almaktadır. AB, 2020 yılına kadar sera gazı salınımlarının %20 azaltılmasını, enerji arzında yenilenebilir enerji payının %20‘ye ulaşmasını ve enerji verimliliğinin %20 artırılmasını hedeflemektedir. 

Enerji verimliliğinin gerçekleşmesinin en önemli alanı bölgesel ısıtmadır. Bölgesel ısıtma Almanya, Danimarka, İsveç ve Finlandiya‘da uzun yıllardır uygulanmakta, bu ülkelerdeki konutların yüzde 25‘i bu yöntemle ısıtılmaktadır. Ülkemizde bölgesel ısıtma konusu temel çalışma alanı haline getirilmelidir.

Ülkemizdeki enerji verimliliği desteklerinin, potansiyelin mali değeri ile kıyaslandığında çok yetersiz ve belirlenmiş bir hedefi öngörmeden verildiğini düşünüyoruz. Enerji verimliliği destekleri artırılmalı, başvuru ve geri dönüş/ödeme mekanizmaları kolaylaştırılmalı, hızlandırılmalıdır. Diğer ülkelerde olduğu gibi standardize edilmiş yaklaşımlarla hızla uygulanabilecek tematik destek programlarına hemen geçilmelidir.

Enerji Verimliliği Yasası‘nda belediyelerin adı yoktur. Oysa Belediyeler bu alanda etkin şekilde görevlendirilmelidir. Bilinçlendirme ile halkta davranış değişikliğinin kalıcılığı sağlanmadıkça halkın enerji verimliliği faaliyetlerinin bir parçası olması beklenemez. Bu bilincin yükseltilmesindeki en önemli aygıt şüphesiz yerel yönetimler olacaktır.

Ulaşımda enerji verimliliği konusunda çıkarılan ve uygulaması olmayan yönetmeliğin en kısa zamanda ele alınması gerekmektedir. Özellikle şehir içi toplu taşımacılık ve enerji verimli trafik düzenlemeleri konusunda hükümet düzeyinde çalışmalar yapılmadan ulaşımda nerdeyse tamamı ithal olan yakıt tasarrufu sağlanamaz.

Son olarak vurgulamak isterim ki: mevzuat çalışmalarında yer alan ve tanımlamaya çalıştığım bu eksiklik ve belirsizlikler, meslek odalarının, sektör derneklerinin, bu alanda çalışan mühendis ve mimar arkadaşlarımın başlangıçta yer alan heyecanlarını yitirmelerine yol açmıştır.

Ancak gene de söylüyoruz: TMMOB ve bağlı odaları ve konu ile ilgili mühendis mimar meslektaşlarım enerji verimliliği alanının temel aktörlerindendir. Her zaman olduğu gibi bu konudaki görüş ve önerilerimizi kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşmaya devam edeceğiz, çalışmaların bir parçası olmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.

Hepinize saygılar sunuyorum.